Ya Kal Ya da Gitme Sonsuza Kadar...
Azra'yı okurken kendimi bir anda küçük kayığımın içinde
sessiz ama derinden akan bir nehrin serin sularında buldum. Kuş
cıvıltıları arasında güneş gülümsüyor kıyılardan rengarenk çiçek
kokuları geliyordu.
Sahi buraya ne zaman gelmiştim beni kim getirmişti?
Ve sonra hiç anlamadan koskoca bir denizin ortasına
gelmişim aşk denizinin. Dalgalar sağdan soldan vurmaya başladı.
Sarsıntılar acılar hayal kırıklıkları gözyaşı...
Bunlar yaşanmazsa aşk olur mu? Aşk; acı çekmek fedakarlık
yapmak gözyaşı dökmek değil midir?
Evet birçok yazar size dalgaları gösterebilir ama
hissettiremez. Hissettiğiniz anda zaten kendinizi romanın etkileyici
dünyasından kurtaramazsınız.
Evet işte AZRA'da bunu başarıyor Sümeyye Ertürk. Okuru
dalgalarla dolu bir aşk denizine çekip yaşananları hissettiriyor; bizi
Azra'nın dünyasına misafir değil de onlardan biri gibi sokmayı
başarıyor.
Romanın kurgusu sürükleyiciliği ve bir solukta okunmasını
sağlayan bir üslup...
Bazen büyüklerin küçüklerden daha fazla ihtiyacı vardır
masal dinlemeye ve yaşamaya.
Hazır mısınız?
Masal başlıyor:
BİR AŞK MASALI...