"Pardayanlar'dan çok şey öğrendim. Öğrendiklerimin başında bir takım 'değerler' ve 'inançlar' gelir. Bunlar benim yaşamım bakımından son derece önemlidir...
Pardayanlar tüm tarihsel romanlar gibi tarihin 'çok özel' ve 'bireye göre çarpıtılmış' bir biçimi olmakla birlikte evrensel açıdan belli tepe noktalara koşut bir anlatım izler...
Bir takım temel bilgilerle ilk kez Pardayanlar aracılığıyla karşılaştım.
Hıristiyan dini içinde önemli ayrılıklar olduğunu... engizisyonun korkunçluğunu... 'Saray Entrikası' kavramını kilisenin gücünü... ve daha bir çoğunu Pardayanlar'dan öğrendim...
Şövalyeliği; 'kudret karşısında dalkavukluk etmemeyi'; 'haklıdan yana olmayı'; 'paraya pula fazla önem vermemeyi'; temizlik ve uyumu; güzel kadınlar uğruna hele bir de bunlar zengin ve kudretli ise ilkelerden fedakarlık etmemeyi; cesareti hep Pardayanlar'dan öğrendim."
Emre Kongar
"İnsanlar ikiye ayrılır. Pardayanlar'ı okuyanlar ve okumayanlar.
Pardayanlar'ı okuyanlar gizli bir örgütün üyeleridir kendilerine özgü dilleri işaretleri zevkleri vardır. (Bu örgüt üyeleri) Pardayanlar'ı okumayanların arasında gurbette yaşarlar ve hep birbirlerini ararlar...
Küçük bir çocuk okuma macerasına Pardayanlar'la başlarsa bu maceradan ömrü boyunca kurtulamaz artık. Kitapların insana nasıl inanılmaz bir zevk verdiğini öğrendiğinden hep o zevkin peşinde koşar.
Hep Pardayancı bir Pardayan olamadığı için üzülür. Ve onlar olmayan uzun tüylü şapkalarıyla eski kitap satan dükkanlarda mahzun mahzun dolaşırlar. Onları olmayan şapkalarından ve hüzünlü gülümsemelerinden tanırsınız hemen..."
Ahmet Altan