Kastamonu seyyahların geçiş güzergâhı üzerindeydi. 14.yüzyıldan 20. yüzyıla kentin pek çok yerli ve yabancı seyyah misafiri oldu. Bunlar içerisinde günü birlik gelip geçenler olduğu gibi günlerce hatta haftalarca kalıp kente dair detaylı bilgiler toplayanlar vardı. Kentin misafirlerinden İbn Batuta verdiği bilgilerle bizi 14. yüzyıl Kastamonu'suna ve Kastamonu halkına hayran bırakmaktadır. 17. yüzyılın ünlü seyyahı Evliya Çelebi kenti âlimi şairi ve hafızı bol bir diyar olarak tanımlamaktadır. Evliya'nın çağdaşı Kâtip Çelebi'ye göre ise kent "Türkmenlerin kaidesi"dir.
Yabancı seyyahların Kastamonu'yu ziyaretleri 19. yüzyıla tesadüf etmektedir. Kinneir Boré Aisnworth ve Texiergibi Batılı seyyahlar bu yüzyılda Kastamonu'dan geçmişler ve geride bıraktıkları seyahatnamelerinde kente dair bilgiler vermişlerdir. Bunlarla birlikte kentin 19. yüzyılının sonlarındaki durumu hakkında kayda değer bilgileri Şemsettin Sami'nin Kamusü'l-Âlâm'ında bulmak mümkündür. 20. yüzyıla gelindiğinde kentin iki mühim şahidi vardır. Boyabat'ta dünyaya gelen Rüştiye eğitimini Taşköprü'de alan Yusuf Kemal Tengirşek Vatan Hizmetinde adını verdiği eserinde çocukluğundan kalan hatıraları ile Kastamonu'ya ve Cide'ye yaptığı seyahati sırasındaki gözlemlerini aktarmaktadır. Nahid Sırrı Örik ise 17 Mayıs 1941 tarihinde Kastamonu'ya özel olarak bir yolculuk yapmış ve dört gün kentte kalıp köşe bucak kenti gezerek görüp işittiklerini kaleme almıştır.
İşte Seyyahların Gözüyle Kastamonu tarih boyunca kente uğrayan seyyahların izlenimlerini okuyucuya ulaştırmak amacındadır.