"68 olayları" ona katılanların özgün karakterleri sınıfsal kökenleri dönemin Türkiye ve dünya koşulları gibi genellemelerin teorik boğulmuşluğundan kurtarıldığı zaman geriye "baş kaldıran insan" kalmaktadır. Her başkaldırı kuşkusuz haklı değildir. Ancak her başkaldırının altında haksızlığa bir tepki ve ondan daha da önemlisi bir özgürlük isteği vardır. Nietzsche'nin haklı olarak söylediği gibi "insanın kişiliğinin mükemmelleşmesi onun topluma başkaldırmasıyla" mümkündür. Ancak bu çok zor bir göze almadır ve bedeli oldukça ağırdır.
Bütün insanların daha insanca yaşayabileceği ve dengelerinin korunduğu bir dünya kurabilmek amacıyla yola çıkan devrimcilerin yenilgilerini ve ideallerinin gerçekleştirildiğini sandıkları sosyalist blokun çöküşüne karşın; amaç halen gündemde olmaya devam etmektedir. Dahası insanın ürettiği değerlerin bölüşümündeki adaletsizliğin boyutunun her geçen gün artması dünya kaynaklarının hoyratça kullanılması ve dünyanın gittikçe yaşanılmaz hale gelmesi; devrimcilerin amaçlarını dünkünden daha yakıcı biçimde gündemde tutmaktadır.