"Abi bana iki öykü sar."
"Az bekle çıkar." Elleri yana yana tezgâha öyküleri bıraktı üstü başı mürekkepti. Elimi uzattım "Dokunma" dedi. Yazıcıdan yeni çıkmışlar.
"Durum mu olay mı yeğenim?" dedi.
"Olay olsun" dedim "bu ara pek durumum yok."
Batıkan Köse metropollerin alelacayip teferruatlarını narsistik
aurasını ve matrak rutinlerini ele avuca sığmaz muzip bir dille
anlatıyor. Öpmek isteyince hata raporu veren robot sevgililer rüya görmek için ödenen vergiler yaratıcı intiharlar tasarlayıp satan departmanlar Olimpos-Beşiktaş minibüsünde mitolojik şöhretlerle ayaküstü muhabbetler...
Yaşanmış ve yaşanması muhtemel anları ilmek ilmek birbirine
bağlıyor. İlkokuldaki kalem hırsızı Çağdaş'tan yola çıkıp birisinin
kalbini çalarak çağdaşlaşan ama bunu Batılılaşmayla bağdaştıramayan
karakterlerin yarattığı bir çağrışımlar zinciri...
Şahsi Düşler ve Onur Kırıcı Gerçekler sözcük oyunlarıyla renklenen ince bir mizahın öyküleri.