Patolojik olan bir işleyiş bozukluğudur esasında. Bir şeyin bir nesnenin bir organın normal işleyişinden uzaklaşması sapması
hâlidir kısacası ilişkiseldir. Psikiyatrist de aynen bir saat tamircisi veya dâhiliyeci gibi bu türden bir patoloji tanımından
hareket eder ancak bir farkla: Yelkovanın gerektiği gibi dönmemesi veya böbreğin beklenen enzimleri salgılamaması esasen teknik bir meseleyken uygunsuz addedilen bir davranış biçimi ekseriyetle ahlaki bir meseledir. Normal-patolojik ayrımının
sınırları artık burada bir idrak kategorisinin sınırlarıdır da. Teşhis; kültürel manada etnosentrik bir olma biçimini tanımlaması
manasında da ziyadesiyle politiktir. Tanım koyan tasnifleyen ve de kapatan bir iktidar dilinin mekânıdır burası.
Gündelik hayatın ince kıvrımlarının kıvrak zekâlı gözlemcisi Erving Goffman bu kez bu dilin yuvasına bir "total kurum"
olarak akıl hastanelerinin o kendine has dünyasına götürüyor bizi. Hapishaneler toplama kampları kışlalar gibi diğer türden
gözetim kurumlarını da kapsayan total kurumlar benliği kırmaya ve dönüştürmeye yönelik neredeyse doğal bir deney bir insan
serası olarak çıkıyor karşımıza. Uzak diyarlardaki gizemli bir kabilenin izinde sahaya inen meraklı ve kuşkucu bir etnograf
edasıyla doğrudan St. Elizabeths Akıl Hastanesinde yürütüyor çalışmasını Goffman. Orada çalışıyor yaşıyor gözlemliyor
soruyor... Öyleyse başka türden bir sosyal bilim pratiğini; maharetli ve ezber bozucu ama bir o kadar emek ve birikim isteyen bir saha mesaisini işaret etmesi açısından da bir klasik eser Tımarhaneler. Orijinal baskısı 1961... Türkçe söylenişi ise
2015...54 yıl aradan sonra; buyursunlar efendim...