Kelam en genel anlamda İslam'ın inanç esaslarını akli ve nakli delillerle ispat etme çabasında olan bir ilmi disiplin şeklinde tarif edilebilir. İslam alimleri erken dönemlerden itibaren kelam ilminin ilahiyyat ve mead şeklinde özetlenen temel konularını ihtiva eden önemli eserler kaleme almışlardır.
Osmanlı ilim ve düşünce geleneğinin son temsilcilerinden biri olan merhum Ömer Nasuhi Bilmen'in bu eseri kelam ilminin meselelerini güncelleme iradesinin mahsulüdür. Kendisine kadar intikal etmiş olan ilmi mirasa sadakatle bağlı olan Bilmen Batı dünyasında ortaya çıkan din karşıtı akımların bazı müslüman aydınları etkilediği bir dönemde (1920-1924) kaleme aldığı bu eserin klasik konulara değinmenin yanında kısmen yeni konulara ve problemlere de dikkat çekmiştir.
Bundan dolayı da çağının en önemli felsefi akımları olan potizim materyalizm Darvinizim ve Freudizm gibi ateist felsefi akımların iddialarını cevaplandırmaya çalışmıştır. Doğrusu eserini bir ders kitabı mahiyetinde hazırlamasına rağmen yine de delillerinin ve izahlarının ikna edici bir niteliğe sahip olduğunu görüyoruz.
Merhum Bilmen'in eleştiri konusu yaptığı felsefi akımların günümüzde etkisini büyük ölçüde devam ettirmesi ve genç nesiller üzerinde yıkıcı tesirler icra etmesi Muvazzah İlm-i Kelam'ın halen önemini ve değerini sürdürmesine yol açmaktadır.