"..Müslümanların yeniden etkinlik kazanmak için dini yeniden yapılandırmaları ve hatta yenilemelerine ihtiyaç yoktur. Ancak onların birey olarak anlayışlarını ve idrak yöntemlerini yenilemeye bunun için de gerekli irade yetenek kararlılık ve verimi sağlayacak epistemolojik ve metodolojik bilince ihtiyaçları vardır..."
"...Her çağın ve kuşağın meydan okumaları ve sorularına Kur'an'ın kesin cevaplar ve çözümler ürettiği bir okuma tarzı benimsenmelidir. Bu ilahi vahye dayanan kitap kıyamete kadar her şeyin açıklamasını içermektedir. Kur'an'ın aynen korunması değişime veya tahrife karşı direnci tamlığı ve kapsamlılığı kısacası; onun mükemmelliği Hz. Muhammed'in (sav) peygamberliğin mührü olduğuna ve ondan sonra bir başka peygamber daha gelmeyeceğine iman etmenin en önemli gerekçesini oluşturmaktadır."
"Bu yüzden dinde yenilenme (tecdit) atalarımızın (selefin) mirasının yeniden diriltilmesinden ibaret görülemez. Çünkü bu miras yalnızca onların dine ilişkin düşünceleri ve anlayışlarının toplamından ibarettir. Aynı şekilde modernleşme veya diğer bir deyişle çağdaşlaşma da Batı'nın taklidi ve onun izinden gitmekten ibaret olarak kabul edilemez. Gerçek bir yenilenme özünü Müslüman aklın yeniden inşası ve bu akılda reform yapılmasından ve bu aklın -kainat ile birlikte- düşünce bilgi din hukuk ve metodun tek yaratıcı kaynağı olması yönüyle Allah'ın Kitabı'yla bağlantısının yeniden kurulmasından alır...."