İlginçlik yaşamın her anında var. Aynı duyguları aynı olayları ilk insandan bugüne kim bilir kaç kere kimler yaşadı ve yaşıyor. Ama her yaşanan her insanı aynı şekilde etkilemiyor. Yani hepimiz aşık oluyoruz kimi ölecek kadar seviyor kimi delirecek kadar. Kimi de terk edecek kadar. Kimi biri ölünce ölür gider kimi yaşayarak ölür kimi de ölene kadar yaşar işte. Damla ile en son konuşmamız çok tuhaftı. O kadar sevmiş ki Ali'yi "Keşke ölseydi.'' dedi. Sevmiş mi? Evet sevmiş hasta bir düşünce ile sevmiş. Ailesinden kopup bin bir insanla düşüp kalkmış bir transseksüelin sağlıklı bir şekilde düşünmesini davranmasını nasıl bekleyebiliriz ki? "Neden ölmesini istedin ki Damla o kadar severken?''
"İşte bu!'' dedi. "O kadar sevdim ki artık benimle olmayıp başkalarıyla olacağını düşünmek beni çıldırtıyor.''
"Ya benimsin ya toprağın kıroluğu mu felsefen yani ?'' Güldü. "Yok lan kıyamam ama kendime de kıyamıyorum ki onsuz nasıl yaşayacağım ?''
Bu kez ben güldüm "Erdal Abi'nin beni gönderdiği psikiyatriste sende gelmelisin bence.''
"Gerçekten mi işe yarıyor mu ?''
"Ne bilim oyalıyor işte. Unutmana yardım etmiyor ama fikri kabullenmeni sağlıyor sanırım. Herhalde herkeste etkisi farklıdır. Sende dene.''