"Mimarlık ve Kadın Kimliği" gibi genel ve geniş kapsamlı bir ad taşımasına karşın bu kitap Türkiye'deki kadın mimar olgusu üzerinde odaklanıyor. Bir grup araştırmacı gelişmiş dünyanın paralel deneyimleriyle de bağlantılı olarak Türk kadın mimarların sadece 1930'larda başlayan çetrefil meslek serüveninin izini sürüyorlar. Sonuç diploma almakta gösterilen başarıların pratikte aynı parlaklıkta gündeme gelmediği biçiminde somutlaşıyor. Büyük oranda erkekler için tanımlanmış bir meslek dünyasında kadına yer açmak okulların kapılarını açmaktan daha zor gibidir.