Sen kirpikleriyle vuran cellat bakışlı gözlerinin kütüğüne serdin boynumu Bense şahadet bile getirmeye kıyamadım niyetine zeval gelir de incinirsin diye. Sen harp meydanında kaçan alçak nefer Bense ihanetine sabır ihsan eden rütbesiz komutan. Hep mağfiret sundum gönlümün koyaklarından Pınarlar getirdim dağlarımın insan yüzü görmemiş saf arklkarından. Her sözüme yanıtın 'uzatma!' idi kadim alfabende. Uzatmasaymışım keşke... Oysa sen niyet etsen yeterdi Ben iman etmeyen cemaatine müezzin olur uyardım ezansız namazına. Tekbirsiz varırdım secdeye rükûya eğilmeden Tahiyyatsız selam verirdim üçte dörde lüzum görmeden. Ama geçti artık.. Nasıl; 'Allahümme İnnî Es'elüke Bilhakkıssa Aleyke Ya'nî Rabbî'' diyerek istedimse huzurunu Yaradandan "Küllî Nefsin Zâikâtü'l-Mevt" diyerek de kapattım perdeni... Allah affetsin! Sen hiç sevmemişsin beni Bense kefen diye giyinip mezarımda çürüteceğim seni...