İnsanlığın ulaştığı yüksek seviye gelişmişlik ve uygarlık düzeyinde özellikle yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinde her toplum bireylerini geliştirecek biçimde işlev görmelidir. Üyelerini geliştiremeyen hatta neredeyse onların insani gelişimlerini engelleyen "sosyal kirleticileri" temizlemeyi bir türlü başaramayan toplumlar ne yazık ki azgelişmiş ve "işlevsiz toplumlardır." İnsanın özgür bağımsız onurlu bir varlık olarak yüceltilmesinde ve giderek daha gönençli bir toplum içerisinde kendini gerçekleştirmesinde "sosyal hizmet meslek ve disiplinin üyeleri" önemli sorumluluklar yüklenmiş durumdadırlar. Bir ailede büyüyen çocuklar o ailedeki olanaklar çerçevesinde anne-babadan "gereken yakın ilgi ve desteği teşvik edilmeyi maddi-manevi teşviği" alamazsa "ihmal edildiği bu ortamda" nasıl sağlıklı ve başarılı bir insan olarak yetişebilir? Bir ülkenin yurttaşları da -uslu çocuklar olabilmek için devletten yakın ilgi sevgi ve şefkat beklediğinden dolayı- bir ailenin çocukları gibi düşünülebilir. Toplumsal sistemden gereken katkı destek ilgi ve değer görmeyi hissedemeyen bir yurttaş bütün olumsuzluklara rağmen kendisini nasıl geliştirebilir ve bu toplumun etkili yaşayan ve saygın bir üyesi haline gelebilir? Sosyal adaletin gerçekleştirilmesi sosyal politikaların zenginleştirilmesi toplumda yaşayan tüm çocukların iyilik halinin sağlanması ve güçlendirilmesi yaşam kalitesinin yükseltilmesi için artık politika düzeyinde "sosyal hizmetin" aktive edilmesi gerekmektedir. Bireylerin geliştirilmesi ve toplumun insan kaynağının desteklenmesi gelişmesi yoluyla toplumsal kalkınmaya ulaşılması demokratik düşüncenin yerleşebilmesi ancak böyle mümkün olacaktır.