Osmanlı'da Ramazan paylaşmak demekti kardeşlik demekti. Konaklarda kurulan mükellef sofralara zengin fakir her kesimden halkın davetsiz gelip oturduğu bir ay demekti. Kılınan teravih namazından sonra ev sahibinin "mademki damak zevkinizi benim isteklerime kiraladınız bu da benim size hediyemdir" deyip misafirlerini kıymetli hediyelerle ödüllendirdiği bir aydı. Ramazan ayı zenginlerin fakirleri gözettiği bir aydı. Yine bu ay fakir fukaranın tanımadıkları kimseler tarafından mahalle bakkalından borcunun sildirildiği bir aydı. Günümüzde zannedildiği gibi Osmanlı'da Ramazan sadece Hacivat Karagöz veya Direklerarasında yapılan birkaç oyundan ibaret değildi.
İşte bu kitap asırlar öncesinde Osmanlı Devleti'nde Ramazan-ı Şerif ayı ve bayramı ile ilgili birçok sualin cevabını bulacağınız makalelerden meydana geliyor. Ebat bakımından küçük ancak muhteva bakımından dolu dolu olan bu eseri okurken "Nerede O Eski Ramazanlar" diyeceksiniz.