Aşk bir gülüşüne ömrünü sermektir sevdiğin adamın önüne. Ben onun dudak kenarlarında oluşan çukurda ölmeyi isteyecek kadar çok sevdim. Bakışlarından ne söyleyeceğini çok iyi biliyordum böylesine doğru tanımıştım onu. Yanımda olduğunda kalp atışlarını bile duyardım yakınımda olmasına gerek yoktu hissetmek için yüreğini. Geleceğime verebileceğim en güzel armağandı o. Sonra emin adımlarla yürüdüğümüz evliliğe giden yolumuzun önü kesildi. Paris aşkımızı kenetler diye düşünürken acı sonumuzu yazdı. O kısacık sürede biriken bütün ışıklarım söndü içimde doğmaya yüz tutmuş bütün kelebeklerim kozalarında öldü. Gözümde biriken bütün yaşlarım aşağı düştü. İçimde yaşadığım acılara ortak etmedim onu edemedim. İçimin yangınlarına atmaya bile kıyamazdım saçının bir telini. Aldığım güzel habere bile sevinemeyecek kadar soğuktu içim insan canından da çok sever miydi bir başka birini? Hayatımı geleceğimi ömrümü teslim etmeye hazırlandığım adamın ihanetiyle aklımın iplerini salıverdim. Önce umutlarımı sonra hayallerimi hiç çekinmeden asıverdim