Bu eser Osmanlı tehzibî ahlâk geleneğinin hem başlangıcını hem sonunu oluşturmaktadır. Yani eser Adudüddîn el-Îcî'nin eseri olması bakımından ilk Yozgadî'nin eseri olması bakımından sondur. Yozgatlı bir entelektüel olan eserin mütercimi Halvetî yolu mensuplarından Keşfî Mustafa Efendi'nin ifadesine göre İslâmın 'Yeni Ümran'ına katkı için tercüme edilmiştir.
Medeniyetimizde ahlâk düşüncesinin temeli ve varlığı iki ilkeye dayanmaktadır. Biri "ilâhî ahlâk"ı edinmek diğeri "peygamberî davet"e icabet etmektir. Keşfî Mustafa Efendi'nin bu eseri de bu geleneğin son temsilcilerinden. Eser nazarî ahlâk konularından düşünme-konuşma nefsin temel fonksiyonları ahlâkın insan karakteriyle olan münasebeti ve değişip değişmeyeceği meselesi başta olmak üzere ahlâkî faziletlerin kazanılması ve korunması gibi temel ahlâkî konuların yanında aile ahlâkı ev idaresi ana baba çocuklar hizmetçiler gibi aile fertlerinin maddî ve mânevî hayatlarının düzenlenmesi aralarında uyum sağlanması birbirlerine karşı olan hak ve sorumlulukları ile devlet yönetimi konusunda gösterilmesi gereken ahlâkî dikkatleri ele almaktadır.
Çeşitli kütüphanelerde birçok yazma nüshası bulunan Risale-i Keşfiyye Osmanlı-İran ilim ve medrese çevrelerinde hayli ilgi görmüş müellifinin diğer eserleri gibi pek çok kişi tarafından şerh edilmiştir.