Öyle ya
İnsanın cenneti sevdiceğinin yanıydı.. Ve yarin olmadığı her yer cehennemdi!
O ise karanlığın içindeydi.. Ama o'nun içi aydınlıktı.. Çünkü boğazına kadar aşk'a batmış her yanına aşk bulaşmış buraaam buram aşk kokmaktaydı..
Ve biliyordu..
Bu aşk onu yaşatmayacaktı.. Buna rağmen o aşk'ı yaşayacaktı..
Çünkü aşk'ı olmadan yaşayamazdı.. Ve aşk'la hiç yaşanmayacağını anlayacaktı.. Bu ne erkendi ne de buna geç kalınmıştı.. Çünkü aşk "ansızın"dı.. Ve sadece yaşanırdı.. Ve yaşayınca anlayabilecekti
insan; Aşk insanı öldürürdü..
Niye insan ölmek için aşk'a ilişir aşk'ı yaşardı ki? Ölmeye değer miydi yaşamak aşk'ı? Belki de aşk'ı yaşayınca ulacaktı insan tüm bu soruların cevaplarını! Ve belki de aşk'ta hiçbir cevap bulamayacaktı aynı insan?
Sadece soruları artacaktı cevapları bulunamayan! Çünkü nereden bilsindi ki aşk'ı yaşamayan ve aşk'a bulaşmayan bunun değip değmeyeceğini?
İşte bu roman belki de bunun için okunmaya ve okurken de buram buram aşk'ı yaşamaya değerdi..