"Dil olgularıyla toplumsal olgular arasındaki ilişkileri bunların birbirlerini etkilemesini birbirinin değişkeni olarak ortaya çıkmasını bir başka deyişle iki tür olgu arasında eşdeğerliliği inceleyen karma dal" olarak tanımlanan Sosyo-lengüistiğin 20. yy'da kendine en aktif eylem alanı bulduğu coğrafya kuşkusuz Sovyet coğrafyasıdır. Zira bu coğrafya 20. yy.'da sosyolojinin en aktif olduğu mekan idi. Rusça Sovyet cumhuriyetlerinin dilleri ile giriştiği egemenlik mücadelesinde hep kazanan taraf olmuştur. Sosyalist ideolojinin bunda itici güç olduğu tartışma götürmez. Rusçanın zorunlu bürokrasi dili olması cumhuriyetlerin halkları arasında ortak anlaşma dili olması ve Rusça karşısındaki cumhuriyet dillerinin Rusça ölçeğinde oturmuş bir edebi dile (Ermenice ve Gürcüce taşıyıcıları buna katılmayabilirler!) sahip olmaması gibi bir çok etken bunda ayrıca rol oynamıştır.