Dışarıda ılık bir hava vardı kötü geçen bir akşamın sabahında esen barış rüzgârları bir anlam ifade etmiyordu belki de. Olan olmayan onca şeyden sonra yaşanan hayal kırıklıkları beraberinde sadece mutsuzluk getirmemişti derin bir sarhoşluk hissi bırakmıştı. Bundan sonrası önemli değildi bundan sonrası yoktu. Eski bir barınağı andıran yıkık dökük bir yerdi. Duvarları çatısı kapısı penceresi ne varsa işte; ya yarımdı ya da yoktu. İçeride uyuyan bir adam vardı. Bedbaht görünümlü uzunca ve kısmen beyazlamış saçları olan biçare bir adamdı.
"İhtiyar!" diye seslendi Ozan