İnsan psikolojisi ve Siyaset Psikolojisi üzerine yapılan tanımlamalar insanın tek boyutlu olarak tek güdülü olarak tek amaçlı olarak tanımlanamayacağını da göstermektedir. İnsan tek bir dürtünün aracı olarak algılanamayacağı gibi rasyonel veya irrasyonel bir tek belirleyici sebebin deterministik nedeni veya sonucu/ürünü olarak da ele alınamaz. İnsan; "çeşitli yoğunluk durumlarında oluşan sonuçların bileşiminden çok daha fazlasıdır". Bu yüzden sonsuz sayıda insan davranış güdüsü sonsuz sayıda insan ilişkilerinin kombinezonu olabilir. Asıl olan siyasetin tüm insanları ortak bir üst aklın ürünü olan güdü ile tercihe zorlamaması onların hayatını bir üstün/"iyi" doğa ile düzenlememesidir. Siyaset insanların doğasını doğasının iyileştirilmesini geliştirilmesini düzenlemek üzerine değil insan doğasının kendisini gerçekleştirmesinin önündeki engelleri kaldırmak ve gelişmesini kolaylaştıran şartları yaratmak üzerine kurulmalıdır. Tek gelişme yolu da bireyin kendi özgürlüğünü sadece kendisinin belirlemesi/planlamasıdır. Diğer tüm belirleyici/düzenleyici/planlayıcı siyasetler bireyin köleliğini geliştirir. Bu planlayıcı politikaların amacı yönü ve yöntemi ne olursa olsun nereye olursa olsun. İnsanı "mutlu kılma" adına söylenen ve uygulanan tüm siyaset kurgulamaları insanın "mutlu olma" hakkını gasp ettiği gibi insanı insan yapan sonsuz tercihler arasında karar verme iradesini sınırlandırır ve sonuçta "mutluluğu arama" özgürlüğünü de yok eder.
Siyaset; ne kadar farklı olursa olsun insan doğasındaki sırrın belirlenmesi üzerinden değil keşfedilmesi; yok edilmesi tekleştirilmesi üzerinden değil de özgürleştirilmesi ve farklılıklara saygı duyulması üzerinden barışçı yollarla sürdürülmesidir. İnsan doğasındaki farklılıkları yok etmek tekleştirmek ile insanı köleleştirmek hatta öldürmek arasında hiçbir fark yoktur.