Farabî bu eserinde yaşadığı dönemde ve toplumda bilinen ilimleri sayar. Yani miladî X. asır ve II. Abbasî dönemi. Arap uygarlığı olgunluğunun ve gelişiminin zirvesine ulaştığında önceki iki asırda göz alıcı ürünlerini vermeye başladığında ilmî ve felsefî eserler Yunancadan Süryanîceden Farsçadan ve Hindçeden Arap diline tercüme edildi. Tercüme edilen bu ilimler haricî ilimler olarak isimlendirildi. Çünkü Araplar bundan önce söz konusu ilimlere aşina değillerdi. Bunlar geometri aritmetik felek (astronomî) müzik tabiat ilmi tıp felsefe ve mantık idi. Asıl Arapça ilimleri ise tesis edilmişti. Bunlar nahiv mucem kıraat hat ve belağat gibi dil ilimleri; tefsir kelam fıkıh ve tasavvuf gibi din ilimleriydi.