Sinema genel olarak tüm sanat dalları aynı anda hem bir sanat dalı ve politik-ekonomik bir kurumdur. Bir yanda elimizde hareketli imgeleri ışıkla selüloidden geçirerek ekrana yansıtan mecra film vardır. Tek tek filmler ise biçim ve içeriklerine göre birbirlerinden ayrılan ve analiz edilen münferit estetik objelerdir. Öte yanda ise film endüstrisi yer alır - filmleri planlayan üreten pazarlayan ve kitlelere izleten sanatsal teknik ve ekonomik araçların oluşturduğu komplike ağ. Doğumundan bu yana sinemanın estetik ve politik açıları farklı formlarda birçok teorik analize maruz kalmış karşılığında bu analizler de çeşitli eleştirilerle irdelenmiştir. Bu metin bu analizlerin ve onlara yöneltilen eleştirilerin kısa bir incelemesini ve ardından film teorisine farklı bir yaklaşımın ana hatlarını sunacağım. Foucault ve Deleuze'ün fikirlerinden yola çıkan bu "anarşist" film teorisi geçerli bir eleştirel metodoloji oluşturmanın yanısıra filmin özgürleştirici potansiyeline ışık tutmayı amaçlamaktadır.