Başını sol kolumun üstüne koyup uyuduğunda; dakikalar umurumda değil saatlere gelince eski televizyonlar gibi karıncalı. Dışardan gelen ışıklar televizyonun ekranındaki şeritler gibi yansıyordu yüzüne. Burnunla üst dudağın arasında duran sevgiyi yüzüme üflerken soğuk suyla duş alıyormuşum gibi serinliyordum.