Kâlhânoğulları'ndan Şirvân Hân neslinden Oğuz Tâifesi Oğuz Beglerinden Sa'âdeddin derler bir Beg var idi. Şirvân vilâyetinden gelüb çıkmış idi. Çok kabile idi. Râst on bin oba idi. Konargöçer idi. Yazın Sivas'da Kayseriyye yaylakları idi. Kış diyâr-ı 'Acem'e giderler idi.
Bunlara Oğuz tâifesi derler idi. Ekseriiyâ Ermeni kâfir ile ceng ederler idi. Beglerine Sa'âdeddin karındaşına 'İmâmeddin derler bir bahâdır yiğit idi. Oğlu var idi. Nureddin derler idi. Türkmân tâifesini bunlar anlar-bile konargöçer idi. Türkmân tâifesinin beğine Hayreddin derler idi. Bir yıl bahârın eger Türkmân eger Oğuz yaylaka çıkdılar. Sa'adeddin vefât idüb Nûreddin beg eylediler. Türkmân begi Hayreddin eydür Nûreddin'e:
- Ey Nûreddin Beg! Konub göçmekden usandık. Bâri Herakle kal'asını kâfir elinden alub mekân edinsek dedi. Oğuz begleri bu sözü ma'kul gördüler.
Râvi eydür: 'Osmanoğlu Sultân Mehemmed İstanbul'u kâfir elinden alduğu zamânda yedi yıl sonra Gedük Ahmed Pâşâya emr edüb Lârende'ye gönderdi. Gedük gelüb altı yıl sefer edüb âhır Lârende'yi Karamanoğlu Kasım begin elinden alub sarâyı yerine hisâr yapub ne kadar 'azîm binâ vâr ise yıkub hisâra harc eyledi.
Koyun kuzu sürer gibi oğlun ve uşağın önüne bırağub şeyh 'ulemâ ve fukarâ feryâd ederken yigirmi (161b) otuz bin Karatâğ dibine cem' edüb kendüsi gözlerine karşu ol zibâ sarâyları köşkleri Câmi-i Sultân ve Câmi-i Nizâm-şâhî Câmi'-i Kâşiye Câmi-i Hasan Basri Câmi'-i Karaman cümle şehri yere berâber edüb andan sonra dönüb on yedi bin er ile bu denlü fukarâları yayak oğlu ile uşağı ile döge döge sürmeye başladı.