''...Bir liram olmadığı için sinema salonuna filmler başladıktan yarım saat sonra giriyordum hep. Bu yüzden çocukluğumun en hayıflandığım konusudur bir liramın olmaması. 'Eğer bir liram olursa ilk yapacağım iş filmleri baştan seyretmek.'' Diye kendi kendime söz vermişliğim var.
Bir lira sinemaların beyaz perdelerinde filmlerin yazılarını görmek kadar değerliydi yanımda. Ne on tane elmalı şeker ne bir küllah şeker leblebi ne de bir kutu balıklı şeker beni sinema filmlerinin yazılarını görmek kadar mutlu etmiyordu.
Okul harçlığım yirmi beş kuruştu. Bir lirayı denkleştirmek için tam dört gün harcamamam gerekiyordu...''