Bir elde yaşam diğer elde ölüm.
İnsanlar biri olmadan diğerinin ne denli anlamsız olduğunu
Unuttuklarından ikisine de birbirleriyle hiç ilgisi olmayan
Kavramlarmış gibi yaklaştılar.
Hem hakkıyla yaşamayı beceremediler hem de ölmeyi ve öldürmeyi yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.
Çoğu zaman kavanoz dipli içi boş bu dünyada bir mana aradılar bulamayınca ölüme sövüp durdular. Kimileri geceyi bile bir perde yapıp üzerine örttü ölümden sakınmak için. Kimileri ise mezarını kazacak küreği kendi elleriyle taşıdı.
Ölümden sonraki hayatı yaşayabilmek için gözlerini kapayanlar oldu bütün olup biten kara musibetlere. Veya ölümden önceki hayatı yeğleyenler vaadedilen tüm boyalı ödüllere.
Bu sebeple bu hikâyeler yaşamadan ölenlere yazıldı.