Bu eserde tekfiri fıkhî açıdan ele almak yerine yeterli olduğuna kanaat ettiğim kadarı ile yapılan aktarımlarla davetçi kardeşlerim için asıl meşgul olmaları gereken noktanın varmaları gereken menzilin resmini çizmeye çalıştım. Tekfir ve davet arasındaki ince çizgiyi açıklamaya gayret ettim.
Genel olarak tekfir ve davet konusunda ayrıntılı atlayıp satır aralarını göz ardı ederek hataya düşenler samimi niyetlerle davet çalışması içinde olan genç kardeşlerimizdir. Gençliğin verdiği heyecanla birçok konuda olduğu gibi bu konuda da yanılgılar bir hayli olmaktadır. Bu sebeple kitabı onlara hitâben ve onların yanılgılarına atıfta bulunarak; ''Tekfir Yanılgısı'' olarak isimlendirmeyi uygun buldun.