Önsöz Yılanlı Köy Gecelerinde başlıklı bu ikinci şiir kitabımı şiire ilgi duyan okurların şiir sevdalılarının dikkatine sunmanın verdiği heyecan içindeyim. Bu kitapta yer alan şiirlerden üç tanesi 2011 yılında Anasan Uluslararası Şiir Yarışmasında Jüri özel ödülüne layık görüldü. Bu üç şiirin dışındaki diğer şiirler daha önce hiçbir yerde yayımlanmadı; ilk kez okurların beğenisine sunuluyor. İnsanlar 'şair' ya da 'şiir sever' olarak doğmazlar; 'yaşamın evrimi' bireyleri şiire şiir yazmaya ve/veya şiirle ilgili düşünmeye yöneltir. İnsanların varlık gerçeği kozmopolit bir oluşumun ta kendisidir; acıların hüznün aşkların mutlulukların arzulayıp yapamadıklarının yaptıklarını yarıda bırakmalarının gülmek isterken ağlamalarının ertelenen hayallerin birey üzerindeki etkisi onun şiirle kurduğu gerçekliğin temellerini oluşturur. 'Şair olmakla 'şair olamamak' arasındaki fark da niteliksel bir eksiklik değildir. Bu nedenle bütün insanlar hayatın gerçekliği karşısında birer şairdirler. Yaşamın yürüyen basamaklarındaki inişler ve çıkışlar her birey için istisnasız kendine özgü birer 'şiirsel gerçeklik' demektir. Esas olarak da her bireyi farkına varsın ya da varmasın 'şair' kılan temel itici güç onun kendi öyküsüyle başat giden bir 'insan gerçeğinin kendi içinde bulunuyor olmasıdır. Bu kitaptaki şiir vurgusu çok yönlü olmakla birlikte; özlem aşk umut ve gelecek gibi konuların kitabın temel kompozisyonu içerisinde daha fazla ağırlık taşıdığı anlaşılacaktır. Bu eserdeki bütün şiirler içinde yürüdüğümüz engin zaman diliminde yaşama dair ulaşılması kolay olmayan umutların dile getirilmesindeki metaforlarla örüldü. Hayatın olmazlıklarından sıyrılıp bireyin geleceğe olan özleminin gerçekleşeceğini muştulayan şair olmak gerek.