"Ülkenin düşünsel topoğrafyası çıkarılmadan geçmişin kültür mirası nesnel bir biçimde düşünülmeyip hamaset üslubuyla benimsenir ya da inkılapçı bir züppelikle reddedilirse hiçbir yere varılmaz..." Bu düsturun ince işçisi Kurtuluş Kayalı unutulan tartışmaların kadri bilinmeyen ya da "doğru anlaşılmayan" düşünürlerin izini sürüyor. Türk düşünce hayatındaki süreklilikleri kavramak dönemsel zihniyet farklılıklarını yerli yerine koymak problemleri bağlamına oturtmak için vazgeçilmez bir yol bu. "Türk düşünce tarihinin yakın geçmişine yakın geçmişinin de basit kavgasının taraflarına değil sorunun vazediliş biçimini eleştiren düşün adamlarına yönelmek..." Kurtuluş Kayalı bu yönelişin verimli örneklerini veriyor.