Beni adım Öykü ünlü bir sarrafın tek çocuğuyum. Evlerin çatılarını kırmızıya boyayan kiremitlerin ahı tutsaydı da düşseydiler başıma. Martılar kahır yüklü bulutlarda gagalarındaki ekmek kırıntılarıyla uçsunlar uzaklara tezgahlarda gezinsin eller sırlı yakutumu bulmak için. Toprak kurumaktan utansın açsın bağrındaki incili çicekleri Onunla tanışmam çok ani oldu ayakkabı tamiri yapılan bir dükkanda sadece beş saniye silah elleri alnıma değmişti o kadar kısa bir dokunuş sonra yere değen gözleriyle alnıma doğru aşkın simgesini aksırdı. O günden beri aşkın ateşi alnımda gezinir kalbim çoktan kapmıştı şifayı tedavisi yoktu böyle kontrolsüz sevmenin.