Zeynep'in babası köylerindeki okulda öğretmen olmayınca onu okutmak için şehre taşınmaya karar vermişti fakat kader ona acı bir oyun oynuyordu. Her şey bir anda olmuştu. Babasını kaybettikten sonra annesini de kaybedince küçük kızın yetimhane günleri başlamıştı. Daha sonra evlatlık gittiği ailede başına gelen olaylar onu bir kaçışa sürükledi. Her şeyden belki de geçmişinden belki de insanlardan kaçıyordu...
Kılık değiştirip kendisine bir delikanlı görüntüsü vermiş erkek olmuştu. İncecik pamuk gibi yumuşak sesini bir erkek gibi kalınlaştıramayınca konuşmayı da bırakmış insanlarla cebinde taşıdığı kâğıtlara bir şeyler yazarak anlaşmaya çalışmıştı... O artık Dilsiz Selim'di... Kendi canına kıyıp annesine kavuşmak istedi ama intihar edenler cennete gidemezdi ki!
Genç kız bir ceset gibi ölümü beklerken Yusuf çıktı karşısına... Yoksa aşk mıydı kapısını çalan? Yalnızlığa elveda diyebilecek miydi?