1922 yılında Mısır İngilizlere karşı tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eder. Kral Faruk yönetimi altında bağımsızlık fikrine alışmaya çalışan bir toplumda yeni çelişkiler yaratacak fikirlerin köktenciliğin ve Arap milliyetçiliğinin tohumları atılmaktadır. Bu ortamda yoksul bir aileden gelen ve kısa yoldan zengin olma hırsıyla yanıp tutuşan bir üniversite öğrencisi olan Mahcub yükselme tutkusuyla her türlü ödev duygusuna ve ahlaki ilkeye sırt çevirir. Açlığın pençesinde geçen yılların ardından hiç düşünmeksizin karşısına çıkan ilk memuriyet fırsatına tutunur. Ancak hayata ve toplumu oluşturan değerlere karşı sinik bir tutum benimseyen bu genç adam Mısır toplumunu sarsan siyasi çalkantıların arasında kendisini katbekat aşan olaylar girdabında kaybolmaya mahkûmdur.
Necib Mahfuz 30'lu yılların başında bağımsızlığını yeni kazanmış devrimlerle çalkalanan yol ayrımındaki Mısır toplumunun eksiksiz bir panoramasını sunuyor. Kahire Modern bir grup üniversite öğrencisinin kesişen hayatları üzerinden Kahire'nin zengin ve yoksul kesimlerini sosyal ve düşünsel dokusunu bürokrasi aygıtındaki yozlaşmayı açlığı ve öfkeyi sınıf atlama tutkusuyla körleşen karakterleri olağanüstü bir canlılıkla gözler önüne seriyor.
Mısır'ın Balzac'ı da denilen Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Necib Mahfuz ülkesinin 1952'de gerçekleşen Hür Subaylar Darbesi'ne ilerleyen yolculuğunu anlatıyor.