Bizi biz yapan en büyük erdemlerin; dostluğun özverinin ve yardımseverliğin ölümsüz başyapıtları Küçük Prens Küçük Karabalık ve Mutlu Prens "Yaşı Olmayan Klasikler" serisinin ilk kitabında buluşuyor!
Kendi küçük gezegeninden uzakta başka dünyaları keşfe çıkan küçük bir prens.
Uçağı bozulunca Sahra Çölü'nde tek başına kalmış bir adam.
Ve onu bir tek çölde karşılaştığı bu küçük prens anlıyor. Yıllardır çizdiği resimleri bir tek o "görebiliyor".
İki yalnız kalbin bu buluşmasından ortaya çıkan Küçük Prens hem büyüklere hem küçüklere hitap eden unutulmaz bir eser.
Küçük bir balığın bir gün kendi sularından ayrılarak dünyayı keşfe çıkışının hikâyesinde Küçük Karabalık şelalelerden zıplayıp nehirlerden denizlere ulaşıyor yol boyunca kâh dostlar kâh düşmanlar ediniyor.
Küçük Karabalık çocuklara olduğu kadar büyüklere de bir masal. Çünkü herkes bir gün başını alıp gitmek ister. Kimi yapabilir kimi yapamaz ama Küçük Karabalık umut vermeye devam eder.
Arkadaşları uzaklara göçünce yalnız kalan bir kırlangıç.
Gerçekte mutluluğu hiç tatmamış Mutlu Prens'in göğe uzanan heykeli.
İnsanların fakirlik içerisinde kıvrandığını gören Mutlu Prens Kırlangıç'tan önce kılıcının üzerindeki yakutu sonra gözlerini süsleyen safir taşlarını sonrasında da vücudunu kaplayan altınları almasını ve bunları fakirlere vermesini ister. Fakat gün gelip de bu yardımsever kırlangıç soğuktan ölünce Mutlu Prens'in de çıplak kalmış kurşun kalbi kırılır. Oscar Wilde'ın kendi çocuklarına yazdığı Mutlu Prens muhakkak ki tüm insanlığa sesleniyor!