Toplumsal hareketler tarih boyunca ekonomi politik çatışmalar çerçevesinde iktidar(lar)a karşı bir direniş şeklinde gerçekleşmiştir. Günümüzde işçi sınıfı eksenli hareketlerin etkinliği tarihsel blok tarafından zayıflatılmıştır. Buna karşın "sınıf" hareketi "yeni" olarak tanımlanan kültürel kimlik eksenli hareketlerle birlikte farklı alanlarda toplumsal mücadelesini sürdürürken; kapitalizm de arkaplanda bir dönüşüm yaşamıştır. Bu bağlamda politikanın konusunun etnisite toplumsal cinsiyet cinsel yönelimler din vb. kültürel kimlik sorunlarını da kapsar hale gelmesi yeni toplumsal hareketlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Dolayısıyla bu çalışmada; Maksim Gorki'nin "Mevcut olanı sergilemek yetmez. Arzulanan ya da olanaklı olanı da düşünmek gerekir" sözünden hareketle Türkiye'de "özgürleşmenin yolları" olarak tanımlanan toplumsal hareketler geleneksel ve yeni medya üzerinden tartışılmıştır.