Mutlu ve özgür bir çocukluk... Keyifli ve idealist bir gençlik... Kırılganlıklarımız... Öfkelerimiz... Mahrem olan yanlarımız... Sırtımızı yasladığımız kökü çok derinlerde olan geleneklerimiz... İnandığımız değerlerimiz... Onlarca hatıra ve dahi bunlar üzerine inşa ettiğimiz bir yaşanmışlık...
Yazdıklarımı modernitenin hayatımızın her alanını kuşattığı bu zaman diliminde; var olmak insanlığımızı ve bizi biz yapan değerleri tekrar hatırlamak için yaşadığımız çağa düşülen bir dip not olarak değerlendirmenizi isterim.
Küçük hikayeler tarzında başlayan bu serüven bir kitap olarak çıktı karşıma. Hikayelerimi paylaştığım dostlarımın "Bize ait ne çok şey var" gibi sözler söylemeleri duygudaşlığın vb. yaşamların dile getirilmesi bu kitabın ortaya çıkmasında önemli bir kilometre taşı oldu.
Kaybettiklerimiz sadece mazide kalan tatlı hatıralar değil aynı zamanda bir yaşam tarzının bir kültürün de kaybedilmesidir.