Bir kadının saçlarını koklayarak öpün
Usulca başını omzunuza koyun
Nefesine yakın olun
Kulağına doğru stranlar söyleyin
Yüreğinizden gelen sözcükler savurun saçlarına
Ve sonra oturup başını dizinize koyun
O vakit teslimdir sevdası
Ve aşktır o kadın...
Dağlarına aşk düşmüş bir coğrafyanın sokaklarında taşların eksik olmadığı sokakların kültüründe; dili ırkı kültürü yasaklanmış bir halkın kendi dilinde bir şarkıyı dinlemek için köşe bucak kaçtığı şehirlerde büyüdüm. Aşkları gecelere hikaye olan direnişleri destan olan bakışları gülüşleri derin olan esmer çocukların arasında büyüdüm. Günler aylar zamanlar sonrası bu yasaklarla büyümüş bedel vermiş bir çocuğun kendi duygularına yasaklı sevdasına tanıklık ettim. Uğrunda yolları duygularını kalbini düşüncelerini evreni gökyüzünü dize getiren sevdamın duygularıyla büyüyen bir çocuğun gözlerinde Rojarya'nın gözlerini gördüm. Yasaklı bir aşkın iki ferdi... Biri 5 bin yıllık erkek zulmünü parçalamış bir kadın diğeri 5 bin yıllık erkek egemenliğine isyan etmiş bir erkek... Roj-Arya aşkı Kürdistan'ın sokaklarında çocukların yüzüne tebessüm olan bir hikayedir. Kürdistan'ın dağlarına şiirdir Rojarya aşkı...