Sıkı ve sahici şairlerin hayatın içerisindeki her şeyi şiire dönüştürme güçleri olduğu tartışılmaz bir gerçek. Yıllar önce bulunmuş bir şiir ucu varoluşa dair poetik bir gerilim anı yıllar sonra kendini var edip bir şiirin yazılmasına neden olabiliyor.
Şair Serdar Aydın'ın yeni kitabı "Janis'in Yüzleri" tam da böyle bir karşılaşmanın sonucu olarak çıkıyor karşımıza. Bu karşılaşma anı da kısa bir öykü şeklinde anlatılıyor kitabın sonunda. Dolayısıyla kitap Janis Joplin ile şairin zamandan aşkın olarak yaşadığı büyük gerilimin poetik sonuçlarını taşıyor bize.
Serdar Aydın'ın doğduğu yıl ölmüş olan Janis Joplin sesi ve suretleriyle bir nehir şiirin oluşumuna neden olabiliyor. Bir tür yüz okuması ya da görsel ve sessel bir imgenin bir nehir şiire dönüşmesinin betiği bu kitap. Ancak kitap içerisinde birçok yoldaşı da var şairin. Klasik alıntı tekniği dışında bu hemhal olma halini vurgulayan özgün bir teknikle alıntıların yapılması bu varoluş mücadelesi içerisinde yoldaşlık ilgisinin kurulduğunu da gösteriyor bize.
Serdar Aydın kendi varoluş deneyimine Janis'in kattığı her şeyi şiire dönüştürürken yoldaşlarıyla birlikte hayata poetik bir şerh de düşüyor aslında. Sesten sözden imgeden oluşan bu şerh ressam Tayyar Eren'in özgün desenleriyle bir kat daha yoğunlaşıyor. Şiir geleneği içerisinde şair-ressam ilişkileri ve desenlenmiş şiir kitaplarının an itibariyle son örneği belki de Janis'in Yüzleri.
Janis'in Yüzleri Serdar Aydın'ın ''Aphrodisialar'' adlı kitabıyla başlattığı bir üçlemenin ikinci öğesi. Şairin adı ''Jam Sesions'' olan ''Caz ve Blues Şiirleri'' alt başlığını taşıyan üçüncü kitabı da Medakitap Yayınlarında yayım sırasını beklemekte.