Şamanın esrik yolculuğuna katıldı mı bir kere insan geçmişe açılan kapısız kapıyı aralar: Kapıdan içeriye adımımızı atar atmaz kendimize karşı savaş açar ve bellek yaralarımızı kanatırız; unutulmuş anılarımız bilincimizin dışına savrulur ve uğuldamaya başlar.
Kierkegaard'ın da belirttiği gibi yaşam arkadan öne doğru koşar ancak geriye dönülerek anlaşılabilir. Dikkat kesilirsek eğer yaşamın arkamızdan bizi; -Haydi yürü haydi yürü! diye dürttüğünü algılarız: Önümüz henüz yaşanmamış bir boşluktur; dürtüldükçe boşluk çağırır bizi. Yükseklik korkusu çekenler yaşam dürtse de boşluğa adımını atamaz şimdide çakılı kalır ne gelecek olabilir ne de geçmiş; korkuyu yenenler ise yaşam dürttükçe geleceğe kanat açar: Arkamızdan ölüm mırıldanırken yaşam önümüzde kahkahalar atar. Duygularımız sel olup akar; akar da biz de kendi denizimizi bulabiliriz; sıcağı düşünmek ateşten soğuğu düşünmek buzdan farklı şeyler olup çıkar.
Herkesin yalnız diğer herkesin tehdit olduğu koşullarda şaman gibi uçmak isteriz; kanat takmak koşul olduğu için yaşamımız şamanın esrik yolculuğuna yüzerek eşlik eder; şamanın giysisini yani karanlığı giyiniriz ve yeni bir yaşamda yaşamaya başlarız. Ellerimiz farklı sesimiz farklı sevgimiz farklıdır. Bu uyanıkken görülen bir rüyadır: Rüyamızı görmemize neden olan şamana Merhaba!