Yüreğin çiçek tarlası. Ama yüzlerce sürü geçmiş üzerinden. Binlerce tırpan yarası köklerinde. Bahçıvan terk ediyor tarlayı. Yıkıldı yıkılacak... Yüreğin harman yeri. Ama yüzlerce gem / düven çizmiş yüzünü. Binlerce toynak izi var üzerinde. Kanadı kanayacak... Yüreğin yangın öncesi. Yüzlerce körük hava pompalıyor. Binlerce köz kıvılcım saçılmış orta yerde. Parladı parlayacak... Yüreğin hamam külhanı. Yüzlerce odun yanıyor altında. Binlerce ton buhar basıyor kurnalarına. Boşaldı boşalacak... Yüreğin volkan. İçin için yanıyor. Binlerce kıvılcım saçıyor bedenine. Son kıvılcımın saçılmasını bekliyor. Patladı patlayacak..." Yüreğin bir BIÇKIN / DELİKANLI yüreği... Bundan sonraki sevdanda da böyle olacak. Bir sonrakinde de... Ardahan'dan İstanbul'a uzanıyor senin sevda öykün her seferinde yüreğin gümbür gümbür atarak. Ardahan'dan İstanbul'a oradan da tüm bedenine yayılarak. Okudukça bu tuhaf sevda öyküsünün labirentlerinde yiteceksiniz. |
Okudukça yüreğinizde küllenen aşkınız alevlenecek...