Ben en çok babam öldüğünde ağladım. Belki çocuk değildim ama daha büyümemiştim. Omzumda çocukluk aşkı kırıntısı dışında bir yük yoktu.
Sanki benim büyümemi istedi babam. Babamın öldüğü o gün ben çok büyüdüm. Hem de hıçkıra hıçkıra ağlayarak onca insan içinde kocaman adam oldum. Babamla yaşayamadığımız onca şey varken aniden ölmesi beni derinden etkilemişti. Hele hele toprağa verildiği gün bile o toprağın yarısını kendi üzerime atmak istemiştim. Çünkü ağır gelirdi onca toprak onca beton ve mermer... Ya ben gözlerimi kapatıp açtığımda benim onca insan içinde kimseye aldırış etmeden salya sümük ağladığımı hissedip gelmek isterse; nasıl kalkıp gelecekti onca yükün altından!
Bir keresinde bir yazıda okumuştum "Babalar evlatlarını gömmemeli!" diye. Şimdi düşünüyorum da büyük adamsın be benim babam! Ama bunu bana bu kadar erken yapmamalıydın. Daha sen gidip bana araba almalıydın. Ben arkasına en şekilli harflerden kocaman 'babam sağ olsun' yazdırmalıydım. Varsın baba parası yiyor deselerdi. Şimdi yokluğunda ömrümü yiyorum çok mu?