Siyah elbiseleri vardı gene üzerinde. Bu siyah elbiseler kızın esmerliğiyle birleşince derin bir melankoliyi anımsatıyordu. Ama güzeldi. Yazar melankolinin aşka doğru çekilmek olduğunu biliyordu. Daha doğrusu aşk melankoliydi. Bunu biliyordu. Aşk yaşamamış değildi. Biliyordu bunu: Bu yaşlarda aşka doğru çekilmenin daha derin bir melankoli olduğunu biliyordu. Yaşının artık ilerlemekte olduğunu biliyordu. O iliyordu ki melankoliydi aşk. Kaldığı otelde öğleden sonraki dinlenme saatlerinde melankoliye doğru çekildiğini biliyordu. Geceleyin yatmadan önce de bu melankoliyi düşünüyordu. Yazar bunları duyunca insanın kendini hiç yaşamamış gibi hissettiğini biliyordu. Böyleydi aşk. İnsan kendini hiçliyordu. Her aşk sanki bir ilk aşktı. Ona koşuluyordu. Yazar bunu dört beş yıl önce de duymuştu. Yaşamış olduklarını biliyordu.