Tarih boyunca her zaman varolan cinsellik ve cinsiyetçilik özellikle eril olgunun merkezinde cereyan etmiş ve bir cinsin kurmuş olduğu hegemonya ile dünyanın her yerinde var olmuştur. Küresel erkeklik kavramı da işte tam bu noktada devreye girmektedir. Dünya ortalamasına baktığımızda erkek cinsiyetinin sürekli karşı cinse karşı bir başatlık anlayışı ve hegemonik bir siyaseti gözlemlenmiştir. Bu kitap en temelinde ülkemizde ve dünyada toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmaları üzerine araştırma ve çalışma yapan akademi camiasında olsun olmasın tüm okurları ilgilendirecek ve ilgisini çekecek bir minvaldedir. Cinsiyet alanında çoğunlukla kadın çalışmalarının olmasının yanı sıra kadın cinsi üzerinden bir akademik yapılanma mevcuttur. Pek tabi ki feminist perspektifin de bunda rolü oldukça fazladır. Erkek(lik) bir küresel meseledir ve bu yeni bir vaka değildir. Medya ise bunu daha da sürdürülebilir kılmaktadır.