İmgesi isyandır bu topraklarda şiirin. Sevdası karlı dağlarda açan çiçek yoksul ellere düşen ekmektir. Söz acıya işlenir ağıtlanır ahraz zamanlar. Şairin yüreği sabahla deniz içinde umuttur. Sabahın kızılını denizin mavisini göğsünde taşıyarak. Kalbi aydınlık bir geleceğe çarpar. Savaşı karanlığa karşıdır. Yolculuğu mavilikleredir. Bir ekincidir şair. Umut buğday tarlası. Başakta çoğalır sevdası. Yağmur toprakta busesiyle tomurcukta yeniler umudu.
O bir özgürlük yürüyüşçüsü. Güneşin yolundaki umut yolculuğunda bir serüvenci mücadeleci direnişçi ütopyacı. Ve düşlerin yasak olduğu hissiz ve gri bir iklimde; gökkuşağını aşağıya çeken bir düşbaz ve esir alınmış bir yürek. Sözleri acıya umut düşleri mavi gülüşlü bir çocuk. Bu çalışma gökkubbe altında tutsaklığın ve köleliğe karşı sözün baş eğmeyen onurudur. Unutuşa ve yok saymaya karşı hep birlikte hatırlamanın direnmenin ve özgürlük düşünde ısrar etmenin nehir yatağıdır. Her şeyden once şiire imge olan direnenlerdir. Varlığımızı direnişle anlamlandıran bize yüz ses ve isim verenlerin içimizde umut olan hayalleridir özlemleridir öfkesidir. Sevgisi ve sevdasıdır.