21 Aralık 2012. Maya takviminin son günü. Çoğu kişinin bir şey olacağına inanmadığı ufak bir kesimin ise dünyanın sonunun geleceğine inandığı o 'büyük gün.' Bende çoğu kişi gibi o gün bir şey olacağına inanmıyordum. Daha fazla yanılamazdım... 21 Aralık gününün ilk saatlerinde Dünya'nın bir ülkesi hariç bütün ülkelerinde aynı virüs yayılmaya başladı.
21 Aralık günü ailemle birlikte sabah kahvaltısı yaparken korku dolu spikerin söyledikleri bugün bile kulağımda. Spiker gece saat 12'yi geçtikten sonra Dünya'nın bütün ülkelerinde aynı virüsün görüldüğünü söylemişti. Virüsün kim tarafından oluşturulduğu ya da tedavisinin olup olmadığı şimdilik bilinmiyordu. Bilinen tek şey virüsün insanları birer zombiye dönüştürdüğüydü. Spiker o kelimeyi söylediğinde kendime hâkim olamamış ve gülmüştüm. Keşke gülmeseydim...
Haberler bittikten sonra ailemle şaşkın bir biçimde birbirimize baktığımızı hatırlıyorum. Haberlerde söylenilenler gerçek miydi? Yoksa bizim o harika medyamız oyuna mı gelmişti? Her şeyden önemlisi şimdi ne yapacaktık? Benim okula gitme saatim gelmişti. Anne ve babamınsa işe gitmeleri gerekiyordu. Bakanlıklar herhangi bir açıklama yapmadığına göre durum o kadar ciddi olamazdı. Sonunda hepimiz hazırlanarak evden çıktık. Keşke hiç çıkmasaydık...