Ancak anlıyordu şimdi bir şeyin korkunçluğunu anlatmakla onu bizzat yaşamanın korkunçluğu arasındaki korkunç farkı...
Adnan mine dışında birini sevmemişti hiç. Sevmesi gerekeceği de aklına gelmemişti. Mine'yi seviyordu ya işte. Ancak yaşam da oyun oynamayı seviyordu ve kimle hangi oyunu oynayacağını kafasına göre tayin ediyordu. Her neyse. Sonuçta mine'nin başına o şey gelmişti ve bu adnan'ın olasılık defterine kaydettiği bir şey değildi. Lacivert kaplı yaşadığım kötü şeyler defterini çıkardı ve tamamı boş olduğu halde defterin son yaprağına siyah tükenmezkalemle şunları yazdı: mine'nin olayı.
Aslı tohumcu'dan kahramanları küçük acısı büyük dokunaklı bir roman... dostluğun aşkla aşkın dostlukla neden koyun koyuna gittiğini anlamak için...