halbuki ne severdim suların taştan sekmesini ben
ak karlardan gümüş ışıltılara eriyen suların toprağı içip
toprağa içire içire kendini taştan taşa sekmesini derelere
doğru derelerden ırmaklara ırmaklardan denize denizden
aşkın'a doğru
ne çok
diye
diye
diye
döşümde şen davullar çalan o dilin
tesellîsi bile yok o vakitler
halbuki yan gelmeleri de su kenarlarında
ne çok
suyu
ne çok