İslâm düşünce mirasının güçlü bir taşıyıcısı ve temsilcisi olan Osmanlı tarih sahnesine çıkmasının hemen ardından İslâm medeniyetinin lokomotifi hâline geldi ve tevarüs ettiği bilimsel imkânları yeni bir terkiple neredeyse son asra kadar sürdürmeyi başardı. Osmanlı siyasî ve ilmî gücü sayesinde sadece İstanbul ve Anadolu merkezli entelektüel faaliyetleri değil İslâm coğrafyasında üretilen tüm bilimsel etkinlikleri de harekete geçirdi. Bu etkisine rağmen Osmanlı ilim ve fikir hayatını temel kaynaklardan hareketle ve kuşatıcı bir perspektifle ele alan çalışmalar ise oldukça sınırlıdır.
Toplamda dört bölümden oluşan elinizdeki kitap İslâm düşüncesi tarihinin ihmal edilen bir alanını muhtelif konulara odaklanan yazılar üzerinden aydınlatmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda Osmanlı kelâm geleneğinin muhtevası temel özellikleri ve meseleleri âlim profili ve yazım geleneğini ihtiva eden yazılar yanında bu coğrafyada kelâm felsefe ve tasavvuf karşılaşmaları kelâm karşıtlığı ve modernleşmeyi konu olan çalışmalara da yer vermektedir.