Dünyada fitne ve fesadın yaygınlaştığı zulmün çoğaldığı gaflet ve dalâletin hâkim olduğu bir dönemde indirilen Kur'ân kötülüğün yerine iyiliği zulmün yerine adaleti kin ve nefretin yerine sevgiyi kavganın yerine barışı düşmanlığın yerine kardeşliği tesis etmiştir. İnsanları Allah'ın belirlemiş olduğu dinî ve ahlâki sınırları ölçüsüzce aşarak tuğyan etmemeleri geçici ve yok olmaya mahkûm birtakım nesnelere tapmamaları hususunda uyarmış tâğûta kulluktan tâğûtun hükmüne başvurmaktan tâğûtla dostluk anlamına gelebilecek her türlü ilişkiden sakındırmıştır Tarihte yaşamış olan çok sayıda birey ve topluluğun tuğyanları neticesinde yersel ve göksel afetlerle helâk edildiklerini haber vermiştir. Hal böyle iken günümüzde de bazı insanların çeşitli nedenlerden dolayı tuğyan ettikleri Allah'ın dışında birtakım somut veya soyut varlıklara taptıkları tâğûta kulluğa çağırdıkları görülmektedir. İşte bu noktada tuğyan felaketine dikkatleri çekmek Tuğyan-tâğût ilişkisini ortaya koymak son dönemlerin tartışmalı konularından olan tâğûtun ne anlama geldiğini belirlemek gibi nedenlerden dolayı bu çalışma kaleme alınmıştır.