Cevizin dibi kaynıyordu. Aslı'nın gelin gideceği yer Marmaris'ti. Oradaki bir sarrafla evlenecekti. Kızlar laf kazanını habire harlıyorlardı. Ben yine gizli yerimdeydim. Herkes konuşuyordu. Aslı susuyordu. "Ne şanslısın. Tüm yıl tatil gibi olacak sana." "Sen zaten altın gibiydin bir de altıncıya düştün kız." "Altın suyuna battın da çıktın say bacım." Herkes her şeyi diyordu da bir tek Aslı'nın dilinde laf yoktu.
Evlerde yollarda yol kenarlarında lafazanlıklar eprimiş pabıçlar hardal sarısı pantollar it ayağı yemiş gibi gezen gobeller... Yalan dünya zalım dünya... Sen bekle ecik bir yağmur yağacak düzelecek her şey...
Ah Mercimeğim en olmayacağı olur eden sebatkârlığın hikâyeleri. Aşkın ve tutunmanın halleri...
Mustafa Çiftci'nin yeryüzüne iyilikle bakan masalsı dünyasından... Taşranın ağrıları heves ve rüyaları...