Durup ne yapacağını bilmez bakışlarla birbirimizi izledik bir süre. Bu ara Yitik kaybolmuştu. Çok geçmeden beyaz bir çarşafın altında geri döndü ve kimsenin teklifini beklemeden kendinden emin adımlarla basamakları çıkmaya başladı.
Peşinden bakakalan Naci abi parmaklarını ısırıp çocuksu bir korkuyla "Anneciğim!" diye iç çekti. "Ankara semalarında bir hayalet dönerek göğe yükseliyor." Sonra kafasında bir fikri çabucak tartıp "öyle olsun!" dedi ve yorgun bir tempoyla onu izlemeye başladı.
Muntazam yontulmuş cam basamaklardan henüz birkaçını çıkmıştı ki durdu ve başını çevirip "sen gelmiyor musun?" diye sordu. Arka planda bulut yumaklarının birbirini ilhak ettiği figüratif bir tablodaki odak imajdı. Kristal merdiven korkuluğuna dayanmış soran gözlerle beni izliyordu. "Hadi!" dedi tereddüt ettiğimi görünce. "Yukarıda ne var merak ediyorum."