'Sancı' bir iç çekişin romanı. Hayal kırıklıklarına duygusal kopuşlara aldatma ve yalanlara rağmen hayat savrulmadan yaşanabilir mi? Çoğunluk için en dip sayılan nokta özgürlüğe açılan kapı olabilir mi? İnsan özellikle de her türlü istismarın hedefindeki kadın; ne zaman nasıl özgür olabilir? Kötülük nerede biter; iyilik nerede başlar? Nafile bir hayatın zifiri karanlığını nihayete erdirecek ışık nereden görünür? Kendine yabancılaşmış mutsuz arayış içindeki insanlar; zaaflarına rağmen istismarcı çıkarcı dalkavuklara karşı onur ve adalet mücadelelerini nasıl başarıyla sürdürebilirler? Geçmişine ve ideallerine veda etmiş yıllarını paranın ve iktidarın zindanlarında geçirmiş biri için kurtuluş mümkün müdür? Terk edip gittiklerine kendini nasıl anlatabilir? Paramparça bir dünyanın ortasında aşk yaşanabilir mi? Aşk mıdır insanı sağaltan? 'Sancı' bu soruları soruyor. Okuru sarsıcı bir hesaplaşmayla yüzleştiriyor.
"......Ben bir zalimin imzayla satın aldığı bir köle; kayıp dünyaların kâbuslarında yolunu yitirmiş azgın sularda yok olup gitmemek için çırpınan çaresiz bir kadın; uzanacak bir ele hasret özgürlüğünü mucizelere bağlamış zulüm altında inleyen bir mahkûm; kaderini değiştirmek isteyen dertli bir ana!......."